Merve Vera Pants ve Lina Vest ile

stories no.20
Merve Özeray Moustafa
#womenbehindtheidea
Merve bir hukukçu ve beden ayıplama karşıtı “yaratıcı” bir aktivist. Merve ile keyifli bir gün geçirdik ve onu daha yakından tanımak için ilham verici bir sohbet gerçekleştirdik.
Öncelikle seni sana sormak isteriz. Merve kimdir, neler yapar? Merve’nin bu hayattaki meselesi nedir?
Ben Merve. Hukukçuyum, seks shop işletiyorum. Fantastik hikayeler yazmaya bayılıyorum. En büyük hayalim önceden ‘Forbes 30 yaş altı milyonerler Türkiye’ listesine girmekti. Olmadı. Şimdiki en büyük hayalim 50’li yaşlarımda küçük bir meyhanenin işletmecisi olmak. Yıllar içerisinde gezdiğim ve yaşadığım yerlerden topladığım meze tarifleri ve alkol kombinasyonlarını kalender bir sohbet ile müşterilere sunma hayali içimi ısıtıyor. Sonradan değişebilir. Bilmiyorum. Meselem, kendimi tanımak ve kendimle huzurlu olabilmek. Beden olumlama aktivistliği de bu yönümden besleniyor.
Bir hukukçu olarak beden ayıplama karşıtlığını bir hak savunusu olarak değerlendirir misin? Beden olumlamayı hak temelli bir yerden nasıl okuyabiliriz?
Bence herkes aynı şekilde görünmemeli ya da görünmek zorunda değildir ancak güzel hissetmek herkes için bir haktır. Uluslararası sözleşmelerle de korunma altına alınan ‘sağlık’ hakkını yalnızca fiziksel sağlık olarak düşünmeyip psikolojiyi de bu kapsamda ele aldığımızda aslında beden ayıplama karşıtlığı aktivistliğinin ne kadar önemli bir konu olduğunu kolayca anlayabiliriz.
Günümüzde özellikle genç kadınlarda teşhis edilen psikolojik ve fiziksel birçok rahatsızlığın kökeninde normatif beden algısına uymaya çalışmanın yarattığı tahribatın yattığını biliyoruz. Bu konunun markalar ya da çeşitli toplumsal örgütler dışında kanun yapıcılar tarafından da ‘kendini ifade etme hakkı, eşitlik ve ayrımcılık karşıtlığı, sağlık ve toplumsal katılım’ konu başlıkları altında ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Beden ayıplama, sadece fiziksel görünümü eleştiren bir davranış biçimi gibi görünse de, aslında temel hak ve özgürlüklerin çiğnenmesi anlamına gelir. Beden ayıplama karşıtlığı, toplumların daha hoşgörülü, adil ve demokratik olmalarına yardımcı olabilir. Bu nedenle, her bireyin beden pozitifliğini ve beden kabulünü desteklemenin, temel hak ve özgürlüklerin savunuculuğuyla uyumlu bir eylem olarak görülmesi gerektiği düşüncesindeyim.

Senin bedenine hakkını teslim etme, bedenini olduğu hali ile kutlama/onurlandırma yolculuğun nasıl gelişti?
Normatif beden algısının reklam ve pazarlama aracı olarak çok agresif bir teknik olarak kullanıldığı her toplumda belki de her çocuk gibi bedenimin çok farkında olarak büyüdüm. Ataerkil toplum yapısının ayıp, günah, yasak üçgeni de üstüne eklenince bedenimin içerisinde aslında hiç rahat ve mutlu olmadığımı farkettim. Aklımda dolaşan sorular hep daha zayıf, daha selülitsiz daha çatlaksız daha gür saçlı daha pürüzsüz bir cilde nasıl sahip olurum? oldu.
İlk gençlik dönemlerimde nasıl sıfır beden olabileceğimi kendime soruyorken daha sonraki dönemlerde nasıl yalnızca büyük popolu ve büyük memeli olup aynı zamanda göbeğimin de dümdüz olabileceğini kendime sormaya başlamıştım. Burada bir terslik var diye içimden geçirirken yurtdışındaki ‘beden olumlama’ içerik üreticilerine denk geldim ve daha sonra bir okuma ve düşünme süreci geçirdim.
Bedenini olduğu gibi kabul etmek de her iyileşme süreci gibi inişli çıkışlı. Gün içerisinde sizi tetikleyen bir sürü şey olabiliyor. Bir reklam filmi, bir instagram postu, kabinde bir pantolon denemek ya da sevdiğiniz birinin bir sözü bedeniniz hakkında kötü hissetmenize sebebiyet verebiliyor. Henüz bedenimi hakettiği gibi onurlandırabildiğimi söyleyemem ancak bedenim hakkında kötü hissettiğimde her zaman beden ayıplama karşıtlığı kavramının ilkelerini hatırlamaya ve kendime karşı nazik olmaya çalışıyorum. Bu yolculuğum da hayatta ilham aldığım en temel şeylerden bir tanesi.
Aktivist duruşunun oldukça yaratıcı bir yerden beslendiğini görüyoruz. Yıkıcı değil, yapıcı bir tavrın, öfkeli değil şenlikli bir söylem geliştiriyorsun ki bu bizce etki yaratmak için çok daha anlamlı. Beden olumlama ile beden nötr seks savunuculuğunu bu şekilde bir araya getirmeye dair ilhamı nasıl buldun? Bu ikisini çalışmalarında nasıl bir araya getiriyorsun?
Fikirlerimi hayata geçirirken kendimi ifade etme şeklim ne olursa olsun öfkeyi sağaltmak yerine onu şefkate ya da anlayışa dönüştürmeye çalışıyorum. Beden olumlama gibi toplumsal kavramların hiçbir zaman spiritüelleşme kisvesi altında yalnızca bireyi etkileyen kavramlar olarak sayılmasının doğru bir durum olduğunu düşünmemekle birlikte ürettiğim işlerin ilhamı kendi iyileşme yolculuğumdan geldiğinden ‘şenlikli’ bir dil geliştirmiş olabilirim. Bu süreçte bedenime ve zihnime nazik davranmak en zor öğrendiğim şeylerden. Bu nedenle üretirken amacımın herhangi başka birine bu süreçte yalnız olmadığını hatırlatmak olduğunu düşünüyorum.
Moda gibi seks kavramı da normatif kalıplara sıkışmış durumda. Beden olumlama ile ilgili aktif olarak içerik ürettiğim dönemde Türkiye’de hiç feminist ve beden nötr seks shop olmadığını fark etmem ile bu alana ticari olarak da yönelme kararı aldım. Manko, Türkiyenin ilk queer ve seks pozitivist seks shop’u. Şu an Manko ile yaklaşık üç yıldır cinsellikte beden ve seks oyuncağı konularında naikili cinsiyet, bedene şefkat, seks oyuncaklarının beden kapsayıcılığı alanlarında içerik üretmekteyim.
Beden olumlama, kapsayıcılık, çeşitlilik “hot topic” Pazarlamacıların en sevdiği ve bizce en yüzeysel ele aldıkları başlıklardan biri olmaya başladı. Beden olumlama ile ilgili senin gözlemlediğin en yaygın yanlış anlama ve anlatmalar neler?
Bu husus sanırım aktivistliği yapılan her konuda dilimizin yandığı bir husus. Bir kavramın henüz yeni filizlendiği ve ortaya atıldığı zamanlarda satış stratejilerini kökünden değiştirecek kavramlar, genelde büyük şirketler tarafından dikkate alınmıyor ve daha sonradan pazarlama stratejisi olarak kullanıldığında ise maalesef kavramların içleri de biraz boşaltılmış oluyor.Örneğin feminizm kavramı da bu şekilde. Mesela ataerkil zihniyeti destekleyen toplumsal bir unsur olan ‘tektaş’ yüzükleri ana satış ürünleri haline getirmiş pırlanta markalarının kadın gücü temalı reklam filmleri çekmesi gibi.
Ya da medyada ve zihinlerimizde ‘normatif beden algısı’ oluşması konusunda çok büyük bir etkisi olan Victoria’s Secret markasının uzun bir süre beden olumlama fikri karşısında söylemler üretmesinden sonra satışlarının önemli ölçüde düşmesinin üzerine çok hızlı bir şekilde pazarlama stratejisini geniş kapsayıcı bir alana çekmesi gibi.
Bu gibi durumları ben de çok rahatsız edici buluyorum ancak eğer moda ve tekstil açısından baktığımızda beden olumlama kavramının yayılması ile arzu ettiğimiz şey, daha kapsayıcı tekstil ürünlerine erişmekse ve şirketler de bir şekilde bunu sağlıyorsa bu sürecin karşısında durulmaması gerektiği düşüncesindeyim. Sonuçta her olayın kitlelerce benimsenen bir toplumsal algıya dönüşmesi için her fikrin tırmanması gereken basamaklar var ve yalnızca kar elde etmek amacıyla da olsa bir şirketin daha kapsayıcı olma azminin görünürlük ve kabulleniş aşamalarında ister istemez yararlı olacağı kanaatindeyim.
Son olarak Atölye Ren’i sormak isteriz sana. Senin için Atölye Ren nasıl bir anlam ifade ediyor?
Atölye Ren, benim için; ilham, sürerlilik ve kendin olmanın verdiği güç demek. İlham çünkü, beden kapsayıcılığı alanında içerik üretmeye başladığım dönemlerde tanıştığım bir marka. O tarihlerde yukarıda da bahsettiğimiz gibi, bu kavram henüz büyük markalar tarafından bir pazarlama kampanyası olarak kullanılmıyordu ve kapsayıcılık esası ile üretim yapan rastladığım, belki de ilk tekstil markasıydı. Gördüğüm ilk postundan itibaren tüm içeriklerini keyifle takip ettiğim bir marka. Sürerliliğini de burada gözardı etmeyeceğim. Küçük işletmelerin piyasada tutunmasının ne kadar zor olabileceğini birinci elden bildiğim için markanın uzun yıllardır faaliyet göstermesi inanıyorum ki hem fikirsel gelişim hem de ürünler açısından üst düzey müşteri ve takipçi kitlesi memnuniyetinden geliyor. Marka, ürettiği her içerik ya da ürün ile bana bedenimi olduğum gibi sevebileceğimi hatırlatması, kendimi tanıma yolculuğumdaki sürece şefkatli ve yavaş tempoda yaklaşabileceğimi hatırlatması bana gerçekten güç veriyor. İyi ki varsınız!
Merve'nin Favorilerini Keşfet

Merve Vera Pants ve Lina Vest ile
stories no.20
Merve Özeray Moustafa
#womenbehindtheidea
Merve bir hukukçu ve beden ayıplama karşıtı “yaratıcı” bir aktivist. Merve ile keyifli bir gün geçirdik ve onu daha yakından tanımak için ilham verici bir sohbet gerçekleştirdik.
Öncelikle seni sana sormak isteriz. Merve kimdir, neler yapar? Merve’nin bu hayattaki meselesi nedir?
Ben Merve. Hukukçuyum, seks shop işletiyorum. Fantastik hikayeler yazmaya bayılıyorum. En büyük hayalim önceden ‘Forbes 30 yaş altı milyonerler Türkiye’ listesine girmekti. Olmadı. Şimdiki en büyük hayalim 50’li yaşlarımda küçük bir meyhanenin işletmecisi olmak. Yıllar içerisinde gezdiğim ve yaşadığım yerlerden topladığım meze tarifleri ve alkol kombinasyonlarını kalender bir sohbet ile müşterilere sunma hayali içimi ısıtıyor. Sonradan değişebilir. Bilmiyorum. Meselem, kendimi tanımak ve kendimle huzurlu olabilmek. Beden olumlama aktivistliği de bu yönümden besleniyor.
Bir hukukçu olarak beden ayıplama karşıtlığını bir hak savunusu olarak değerlendirir misin? Beden olumlamayı hak temelli bir yerden nasıl okuyabiliriz?
Bence herkes aynı şekilde görünmemeli ya da görünmek zorunda değildir ancak güzel hissetmek herkes için bir haktır. Uluslararası sözleşmelerle de korunma altına alınan ‘sağlık’ hakkını yalnızca fiziksel sağlık olarak düşünmeyip psikolojiyi de bu kapsamda ele aldığımızda aslında beden ayıplama karşıtlığı aktivistliğinin ne kadar önemli bir konu olduğunu kolayca anlayabiliriz.
Günümüzde özellikle genç kadınlarda teşhis edilen psikolojik ve fiziksel birçok rahatsızlığın kökeninde normatif beden algısına uymaya çalışmanın yarattığı tahribatın yattığını biliyoruz. Bu konunun markalar ya da çeşitli toplumsal örgütler dışında kanun yapıcılar tarafından da ‘kendini ifade etme hakkı, eşitlik ve ayrımcılık karşıtlığı, sağlık ve toplumsal katılım’ konu başlıkları altında ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Beden ayıplama, sadece fiziksel görünümü eleştiren bir davranış biçimi gibi görünse de, aslında temel hak ve özgürlüklerin çiğnenmesi anlamına gelir. Beden ayıplama karşıtlığı, toplumların daha hoşgörülü, adil ve demokratik olmalarına yardımcı olabilir. Bu nedenle, her bireyin beden pozitifliğini ve beden kabulünü desteklemenin, temel hak ve özgürlüklerin savunuculuğuyla uyumlu bir eylem olarak görülmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Senin bedenine hakkını teslim etme, bedenini olduğu hali ile kutlama/onurlandırma yolculuğun nasıl gelişti?
Normatif beden algısının reklam ve pazarlama aracı olarak çok agresif bir teknik olarak kullanıldığı her toplumda belki de her çocuk gibi bedenimin çok farkında olarak büyüdüm. Ataerkil toplum yapısının ayıp, günah, yasak üçgeni de üstüne eklenince bedenimin içerisinde aslında hiç rahat ve mutlu olmadığımı farkettim. Aklımda dolaşan sorular hep daha zayıf, daha selülitsiz daha çatlaksız daha gür saçlı daha pürüzsüz bir cilde nasıl sahip olurum? oldu.
İlk gençlik dönemlerimde nasıl sıfır beden olabileceğimi kendime soruyorken daha sonraki dönemlerde nasıl yalnızca büyük popolu ve büyük memeli olup aynı zamanda göbeğimin de dümdüz olabileceğini kendime sormaya başlamıştım. Burada bir terslik var diye içimden geçirirken yurtdışındaki ‘beden olumlama’ içerik üreticilerine denk geldim ve daha sonra bir okuma ve düşünme süreci geçirdim.
Bedenini olduğu gibi kabul etmek de her iyileşme süreci gibi inişli çıkışlı. Gün içerisinde sizi tetikleyen bir sürü şey olabiliyor. Bir reklam filmi, bir instagram postu, kabinde bir pantolon denemek ya da sevdiğiniz birinin bir sözü bedeniniz hakkında kötü hissetmenize sebebiyet verebiliyor. Henüz bedenimi hakettiği gibi onurlandırabildiğimi söyleyemem ancak bedenim hakkında kötü hissettiğimde her zaman beden ayıplama karşıtlığı kavramının ilkelerini hatırlamaya ve kendime karşı nazik olmaya çalışıyorum. Bu yolculuğum da hayatta ilham aldığım en temel şeylerden bir tanesi.
Aktivist duruşunun oldukça yaratıcı bir yerden beslendiğini görüyoruz. Yıkıcı değil, yapıcı bir tavrın, öfkeli değil şenlikli bir söylem geliştiriyorsun ki bu bizce etki yaratmak için çok daha anlamlı. Beden olumlama ile beden nötr seks savunuculuğunu bu şekilde bir araya getirmeye dair ilhamı nasıl buldun? Bu ikisini çalışmalarında nasıl bir araya getiriyorsun?
Fikirlerimi hayata geçirirken kendimi ifade etme şeklim ne olursa olsun öfkeyi sağaltmak yerine onu şefkate ya da anlayışa dönüştürmeye çalışıyorum. Beden olumlama gibi toplumsal kavramların hiçbir zaman spiritüelleşme kisvesi altında yalnızca bireyi etkileyen kavramlar olarak sayılmasının doğru bir durum olduğunu düşünmemekle birlikte ürettiğim işlerin ilhamı kendi iyileşme yolculuğumdan geldiğinden ‘şenlikli’ bir dil geliştirmiş olabilirim. Bu süreçte bedenime ve zihnime nazik davranmak en zor öğrendiğim şeylerden. Bu nedenle üretirken amacımın herhangi başka birine bu süreçte yalnız olmadığını hatırlatmak olduğunu düşünüyorum.
Moda gibi seks kavramı da normatif kalıplara sıkışmış durumda. Beden olumlama ile ilgili aktif olarak içerik ürettiğim dönemde Türkiye’de hiç feminist ve beden nötr seks shop olmadığını fark etmem ile bu alana ticari olarak da yönelme kararı aldım. Manko, Türkiyenin ilk queer ve seks pozitivist seks shop’u. Şu an Manko ile yaklaşık üç yıldır cinsellikte beden ve seks oyuncağı konularında naikili cinsiyet, bedene şefkat, seks oyuncaklarının beden kapsayıcılığı alanlarında içerik üretmekteyim.
Beden olumlama, kapsayıcılık, çeşitlilik “hot topic” Pazarlamacıların en sevdiği ve bizce en yüzeysel ele aldıkları başlıklardan biri olmaya başladı. Beden olumlama ile ilgili senin gözlemlediğin en yaygın yanlış anlama ve anlatmalar neler?
Bu husus sanırım aktivistliği yapılan her konuda dilimizin yandığı bir husus. Bir kavramın henüz yeni filizlendiği ve ortaya atıldığı zamanlarda satış stratejilerini kökünden değiştirecek kavramlar, genelde büyük şirketler tarafından dikkate alınmıyor ve daha sonradan pazarlama stratejisi olarak kullanıldığında ise maalesef kavramların içleri de biraz boşaltılmış oluyor.Örneğin feminizm kavramı da bu şekilde. Mesela ataerkil zihniyeti destekleyen toplumsal bir unsur olan ‘tektaş’ yüzükleri ana satış ürünleri haline getirmiş pırlanta markalarının kadın gücü temalı reklam filmleri çekmesi gibi.
Ya da medyada ve zihinlerimizde ‘normatif beden algısı’ oluşması konusunda çok büyük bir etkisi olan Victoria’s Secret markasının uzun bir süre beden olumlama fikri karşısında söylemler üretmesinden sonra satışlarının önemli ölçüde düşmesinin üzerine çok hızlı bir şekilde pazarlama stratejisini geniş kapsayıcı bir alana çekmesi gibi.
Bu gibi durumları ben de çok rahatsız edici buluyorum ancak eğer moda ve tekstil açısından baktığımızda beden olumlama kavramının yayılması ile arzu ettiğimiz şey, daha kapsayıcı tekstil ürünlerine erişmekse ve şirketler de bir şekilde bunu sağlıyorsa bu sürecin karşısında durulmaması gerektiği düşüncesindeyim. Sonuçta her olayın kitlelerce benimsenen bir toplumsal algıya dönüşmesi için her fikrin tırmanması gereken basamaklar var ve yalnızca kar elde etmek amacıyla da olsa bir şirketin daha kapsayıcı olma azminin görünürlük ve kabulleniş aşamalarında ister istemez yararlı olacağı kanaatindeyim.
Son olarak Atölye Ren’i sormak isteriz sana. Senin için Atölye Ren nasıl bir anlam ifade ediyor?
Atölye Ren, benim için; ilham, sürerlilik ve kendin olmanın verdiği güç demek. İlham çünkü, beden kapsayıcılığı alanında içerik üretmeye başladığım dönemlerde tanıştığım bir marka. O tarihlerde yukarıda da bahsettiğimiz gibi, bu kavram henüz büyük markalar tarafından bir pazarlama kampanyası olarak kullanılmıyordu ve kapsayıcılık esası ile üretim yapan rastladığım, belki de ilk tekstil markasıydı. Gördüğüm ilk postundan itibaren tüm içeriklerini keyifle takip ettiğim bir marka. Sürerliliğini de burada gözardı etmeyeceğim. Küçük işletmelerin piyasada tutunmasının ne kadar zor olabileceğini birinci elden bildiğim için markanın uzun yıllardır faaliyet göstermesi inanıyorum ki hem fikirsel gelişim hem de ürünler açısından üst düzey müşteri ve takipçi kitlesi memnuniyetinden geliyor. Marka, ürettiği her içerik ya da ürün ile bana bedenimi olduğum gibi sevebileceğimi hatırlatması, kendimi tanıma yolculuğumdaki sürece şefkatli ve yavaş tempoda yaklaşabileceğimi hatırlatması bana gerçekten güç veriyor. İyi ki varsınız!