stories no.12

Tuğay Güven

#döngü

Doğanın yaşam döngüsünü temeline alan Tuğay, ‘’Darwin’s Botanicals’’ın kurucusu. ‘’Kiminin çöpü, kiminin hazinesi’’ mottosu ile başladığı yolculuğunda toksik kimyasallara ve sentetik boyama tekniklerine karşı tamamı bitkilerden elde edilen doğal boyamayı tercih ediyor. Sıfır atık ve sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olduğunu bize hatırlatarak ilham olan Tuğay’a ‘’döngü’’ üzerine birkaç soru sorduk.

Doğanın yaşam döngüsünü temeline alan Tuğay, ‘’Darwin’s Botanicals’’ın kurucusu. ‘’Kiminin çöpü, kiminin hazinesi’’ mottosu ile başladığı yolculuğunda toksik kimyasallara ve sentetik boyama tekniklerine karşı tamamı bitkilerden elde edilen doğal boyamayı tercih ediyor. Sıfır atık ve sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olduğunu bize hatırlatarak ilham olan Tuğay’a ‘’döngü’’ üzerine birkaç soru sorduk.

S. Gözden çıkarılmış kıymetli bir malzemenin eski yaşanmışlıklarını da üzerinde taşıyarak, yeni bir hikâyenin kahramanı haline dönüşmesini görmek size ne hissettiriyor?

Bu durum beni her seferinde istisnasız bir şekilde şaşırtıp heyecanlandırıyor. Kendi gözlerimle tanık olmasam inanmakta zorlanacağım kadar sihirli bir süreç ileri dönüşüm ama bir o kadar da basit ve işlevsel. Ve böyle bir olasılığın varlığı, etrafımda bu kavram ile ilgilenen ve onun üzerinde çalışan birçok insan olması da içimi büyük bir umut ve mutluluk ile dolduruyor.

S. Neden ileri dönüşüm? İleri dönüşüm yapmanızın altındaki temel motivasyon nedir?

Etrafımdaki atıkların beni rahatsız etmeye başladığı bir dönemde, aklıma düşen “Neden böyle ve ne yapılabilir?” soruları üzerine yaptığım araştırmalarla bitki ve gıda atıklarının ileri dönüştürülerek onlardan renk elde edilebileceğini öğrendim. İleri dönüşümle de böyle tanıştım. İleri dönüşümün özündeki aktif optimizm yani ters giden bir şeyleri fark edip aktif olarak bu durumu düzeltmeye ve iyiye doğru dönüştürmeye çalışma hali beni cezbetti. Bu son derece çabasız ama bir o kadar da aktif hal yıllar içinde sadece Darwin’s’i değil, benim de genel olarak hayata bakış açımı şekillendirdi.

S. Kullanacağınız materyale nasıl karar verdiniz?

Hayatımın oldukça kaotik olduğu bir dönemde, hem doğaya daha yakın olma hem de biraz yavaşlama ihtiyacıyla çiçekçilik eğitimi almaya karar verdim. Ancak bu eğitimin sonunda kendimi yaptığım buketlere sevinmekten çok attığım çiçeklere üzülürken buldum. Bu durum da beni, bitki atıklarını nasıl değerlendirebileceğim konusunda yöntemler aramaya itti. Böylece o solan ve kuruyan bitkiler, gıda atıklarıyla birlikte temel hammaddem; renk elde etmek için kullandığım yegâne materyalim haline dönüştüler. Dolayısıyla malzemenin kendisi bana yön gösterdi diyebilirim. 

S. İleri dönüşüm sürecinde en zorlayıcı şeyler neler?

Sürecin teknik yapısından kaynaklanan renklerin, kumaşların, modellerin sınırlı sayıda ve her ürünün kendine has olması; zorluk olmak bir yana tam tersi bana keyif veren detaylar. Benim açımdan ileri dönüşümün aynı zamanda son derece öğretici olan zorluğu ise daha çok duygusal yükünde, sabretmekte. Değişimin akşamdan sabaha olmayacağını, aklımdaki fikirlerin tamamını hemen hayata geçiremeyeceğimi kabullenmek ve sabretmeyi öğrenmek hiç de kolay olmadı. Hala da tam olarak öğrendiğimi söyleyemem ama en azından bu durum ile barıştığımı ve ondan keyif almaya başladığımı söyleyebilirim.

Röportaj : Deniz Saygı

S. Gözden çıkarılmış kıymetli bir malzemenin eski yaşanmışlıklarını da üzerinde taşıyarak, yeni bir hikâyenin kahramanı haline dönüşmesini görmek size ne hissettiriyor?

Bu durum beni her seferinde istisnasız bir şekilde şaşırtıp heyecanlandırıyor. Kendi gözlerimle tanık olmasam inanmakta zorlanacağım kadar sihirli bir süreç ileri dönüşüm ama bir o kadar da basit ve işlevsel. Ve böyle bir olasılığın varlığı, etrafımda bu kavram ile ilgilenen ve onun üzerinde çalışan birçok insan olması da içimi büyük bir umut ve mutluluk ile dolduruyor.

S. Neden ileri dönüşüm? İleri dönüşüm yapmanızın altındaki temel motivasyon nedir?

Etrafımdaki atıkların beni rahatsız etmeye başladığı bir dönemde, aklıma düşen “Neden böyle ve ne yapılabilir?” soruları üzerine yaptığım araştırmalarla bitki ve gıda atıklarının ileri dönüştürülerek onlardan renk elde edilebileceğini öğrendim. İleri dönüşümle de böyle tanıştım. İleri dönüşümün özündeki aktif optimizm yani ters giden bir şeyleri fark edip aktif olarak bu durumu düzeltmeye ve iyiye doğru dönüştürmeye çalışma hali beni cezbetti. Bu son derece çabasız ama bir o kadar da aktif hal yıllar içinde sadece Darwin’s’i değil, benim de genel olarak hayata bakış açımı şekillendirdi.

S. Kullanacağınız materyale nasıl karar verdiniz?

Hayatımın oldukça kaotik olduğu bir dönemde, hem doğaya daha yakın olma hem de biraz yavaşlama ihtiyacıyla çiçekçilik eğitimi almaya karar verdim. Ancak bu eğitimin sonunda kendimi yaptığım buketlere sevinmekten çok attığım çiçeklere üzülürken buldum. Bu durum da beni, bitki atıklarını nasıl değerlendirebileceğim konusunda yöntemler aramaya itti. Böylece o solan ve kuruyan bitkiler, gıda atıklarıyla birlikte temel hammaddem; renk elde etmek için kullandığım yegâne materyalim haline dönüştüler. Dolayısıyla malzemenin kendisi bana yön gösterdi diyebilirim. 

S. İleri dönüşüm sürecinde en zorlayıcı şeyler neler?

Sürecin teknik yapısından kaynaklanan renklerin, kumaşların, modellerin sınırlı sayıda ve her ürünün kendine has olması; zorluk olmak bir yana tam tersi bana keyif veren detaylar. Benim açımdan ileri dönüşümün aynı zamanda son derece öğretici olan zorluğu ise daha çok duygusal yükünde, sabretmekte. Değişimin akşamdan sabaha olmayacağını, aklımdaki fikirlerin tamamını hemen hayata geçiremeyeceğimi kabullenmek ve sabretmeyi öğrenmek hiç de kolay olmadı. Hala da tam olarak öğrendiğimi söyleyemem ama en azından bu durum ile barıştığımı ve ondan keyif almaya başladığımı söyleyebilirim.

Röportaj : Deniz Saygı